Derin bir soluk!
Koyu mavi dip ve mor kirpiklerin arasında; hülyalı yüzgeçlere hipnotize göz bebekleri bayat.
Hangi ben çırpınıyor yüzeye doğru?
Zihnine saplı kıymığa sarılmış.
4.6.11
29.3.11
İtaatsizlik ve 'Son'
Biz doğmadan işlenen maskeleri taktığımız oyunda, rolümüzün eşsiz olduğuna inandırılırız.
En kötü halde dahi kendini haklı, doğru yolda bilen zihnimizin kandırmacalarına yenilerek.
Farklı yüz ve seslerin milyar kere benzer çukurlarda debelenişidir, yalnız görülen.
Hayatı anlamak, var oluşunu anlamlandırmak için insanlığın çocuk zamanlarından kalan mitlerle eğlenirken, benzer inançlarla yol alınır. Sosyal sınıfın hangi seviyesinde olursa olsun ya da yer yüzünün hangi noktasında ortak ihtiyaçların köleliğinde buluşulur..
En kötü halde dahi kendini haklı, doğru yolda bilen zihnimizin kandırmacalarına yenilerek.
Farklı yüz ve seslerin milyar kere benzer çukurlarda debelenişidir, yalnız görülen.
Hayatı anlamak, var oluşunu anlamlandırmak için insanlığın çocuk zamanlarından kalan mitlerle eğlenirken, benzer inançlarla yol alınır. Sosyal sınıfın hangi seviyesinde olursa olsun ya da yer yüzünün hangi noktasında ortak ihtiyaçların köleliğinde buluşulur..
5.1.11
Rüya Kelimeler
Hesaplayabildiğimiz uzak günlerde kodlanmış harflerin, hayatta kalmak için oluşturduklar en karmaşık kelimeleriz.
Ardımızda kalan adımları ölçecek gözlerimizin oluşması için harcanan büyük ve acı dolu zamanlar sonunda birbirinden farklı milyarlarca kelime.
Farklılıklarımız tür, coğrafya, iklim, cinsiyet vs. olsa da, ihtiyaçlarımız için kurduğumuz cümlelerin köleliğinde benzer yollarda yürüdük, yürüyoruz.
O kadar hızlı adımlar attık ki, o kadar hızlı yazdık ki kaderimizi, ruhumuz uzayıp giden gövdemiz altında güneşsiz kaldı.
Ardımızda kalan adımları ölçecek gözlerimizin oluşması için harcanan büyük ve acı dolu zamanlar sonunda birbirinden farklı milyarlarca kelime.
Farklılıklarımız tür, coğrafya, iklim, cinsiyet vs. olsa da, ihtiyaçlarımız için kurduğumuz cümlelerin köleliğinde benzer yollarda yürüdük, yürüyoruz.
O kadar hızlı adımlar attık ki, o kadar hızlı yazdık ki kaderimizi, ruhumuz uzayıp giden gövdemiz altında güneşsiz kaldı.