Antik Tarih
Bazı araştırmacılar, öpüşmenin milyonlarca yıl önce, memeli
annelerinin yemeği çiğnemesi ve sonrasında bebeklerinin ağızlarına
yerleştirmeleri yoluyla ağızdan ağza beslenmenin bir sonucu olarak
başladığına inanıyorlar.
“Bu mülahazalardan yola çıkarak, insanların da anne ve
evlatları arasındaki bu yiyecek alışverişinden öpüşmeyi öğrendikleri iddia
edilmiştir.” Discovery News’a konuşan ve öpüşmenin tarihi, yayılışı üzerinde
uzun süre çalışmış, Texas A&M Üniversitesi’nden antropolog Vaughn Bryant böyle
diyor.
“Öte yandan, bu doğru ve doğuştan olduysa, neden bütün
insanlar öpüşmemiştir? Bildiğimize göre, pek çok kültürel grup öpüşmemiştir ve
ortaya çıkana dek bundan bihaberdirler.”
Erken Hint Kaynakları
Öpüşmenin hakiki kaynakları gizemini korurken, tarihçiler
uygulamanın erken kaynaklarını Hindistan’da buldular.
Hint Sanskritçe edebiyatındaki dört ana metin, öpüşmenin
erken dönem biçimini ortaya koymakta. M.Ö. 1500’e tarihlenen metinler,
burunları birbirine sürtme ve bastırma geleneğini tarif eder.
“Nihayetinde, birileri dudakların oldukça hassas olduğunu
keşfetti ve bunu keyifli buldu. Bu, nasıl başladığına dair bir kuram.” Diyor Bryant.
500 Yıl sonra, destansı şiir Mahabarat dudaktan öpüşmenin
kaynaklarını içermiştir.
“Dudaklarını dudaklarıma yerleştirdi ve bir ses çıkarttı ve
bu bende bir haz uyandırdı.”
Tarihi kaynaklar, M.
S. erken dönem beşinci yüzyıllarda erotizm üzerine yazılmış, klasik metin olan
Kama Sutra ile devam etmektedir, burada bolca öpüşme teknikleri tarif edilir.
Ve Büyük İskender Öpüşmeyi Yayar
M.Ö. 326 civarında, öpüşme Hindistan’dan yayılmaya başlar,
bu noktada Büyük İskender’in fatihan ordularına teşekkürler.
Bryant diyor ki: “Öpüşmeyi Hintliler’den öğrendiler.
İskender’in ölümünden sonra, ordusu dağılmış ve generalleri Orta Doğu’nun
çeşitli bölgelerine gitmiştir.”
Büyük İskender |
Romalılar: Öpüşme Misyonerleri
Romalılar, öpüşmeyi popülerleştiren kimselerdi, uygulamayı
Avrupa’nın çoğuna ve Kuzey Afrika’nın kimi bölgelerine yaydılar.
“Adanmış “öpüşme” misyonerleriydiler” diyor Bryant.
Onlar için, öpüşme sadece bir öpüşme değildi. Sıklıkla yanağa
kondurulan, arkadaşlık öpücüğü olan “osculum” vardı. Dudak dudağa daha erotik
olan “basium” vardı. Ve de nihayetinde, “savium”; daha sonra “Fransız Öpücüğü”
olarak bilinecek olan tutkunun busesi.
Öpüşme, antik Roma kültürünün kanunlarıyla ilintili olarak,
önemli bir yer teşkil ediyordu.
Bryant diyor ki: “Kanunlardan birine göre, kamusal alanda
bir bakire tutkuyla öpülürse, erkek tarafından tüm evlilik haklarını talep
edebilirdi.”
Orta Çağ
Orta Çağ’da, Avrupa’nın tamamı öpüşüyordu. Yine de, uygulama
üstünler tarafından idare ediliyordu.
V. Clement |
Eşit mertebedeki insanlar, hem dişi hem erkekler, dudaktan öpüşebilirlerdi;
daha düşük mertebedekiler yanak, el, diz, ayak veya kişinin önündeki toprağı
öpebilirlerdi.
Bryant’ın belirttiğine göre; “Mertebe farkı büyüdükçe, kişiler
dudaklardan daha uzak noktaları öpebiliyorlardı.”
Büyük kesimin okuma yazma bilmediği zamanlarda, öpüşme
anlaşmaları mühürlemek için de kullanılırdı. İnsanlar, isimleri için belgeye bir
“x” çizerler ve onu yasal kılabilmek için öperlerdi. Sevgililer günündeki “x”in
veya mektuplarda öpücüğü simgeleyen “x”in kökeni buradan gelmektedir.
1300’lerde Katolik Kilisesi, öpüşme hususunda oldukça
kaygılı hale geldi, bunun şehevi davranışlara öncülük edebileceğinden korktu.
1311 – 1312’deki Viyana Konseyi’nde, Papa V. Clement kilise
hizmetlerinde “kutsal öpücük” denilen öpüşmeyi yasakladı. Bugüne kadar, Katolik
Kilisesi’nde kutsal öpücük yerine barış jesti olarak el sıkışma kullanıldı.
Londra - Büyük Veba Salgını |
Dudaktan Öpüşme Kayboluyor
1600’lerin ortasından geç döneme kadar baş selamı, reverans
ve benzer diğer jestler öpüşmenin yerini alırken, İngiltere ve Avrupa’daki büyük
“öpüşme çağı” sona erdi.
Bryant’a göre, Londra’daki 1665 Büyük Veba salgını bu
değişimde, Kilise’nin koyduğu kurallardan daha büyük rol oynadı.
“Pek çok kimse, hastalığın yayılma korkusu nedeniyle
öpüşmeyi kesti.” Diyor Bryant.
1760 ve 1840 yılları arasında, Endüstri Devrimi boyunca,
İngiltere’de el öpme popüler oldu ve nihayetinde el sıkışmaya evrildi.
"The Kiss" Filmi - 1896 |
“The Kiss”
1896’da, “The Kiss” (Öpücük) adlı sessiz film ilk kez May Irwin
ve John Rice adlı iki oyuncunun defaatle öpüştüğünü gösterdi.
Sahneler bir skandala yol açtı, çağdaş eleştirilerin
tanıklığı şöyle: “ Birbirlerinin dudaklarıyla otlanan uzatılmış temsil, sahnede
yeterince hayvancaydı buna rağmen devasa ebatlara büyütülmüş ve üçten fazla kere
tekrarlanmıştır - - Bu katiyen iğrenç.”
Onur Güntürkün |
Öpücükler, Öpüşmeler Her yerde
Romantik, tutkulu, özlem dolu, milyonlarca öpücük.
Bugün kaç tür öpücük olduğunu merak ediyor musunuz? Alman
nörolog Onur Güntürkün iki yılını havaalanı, tren istasyonları, park ve
sahillerde öpüşen insanları izleyerek geçirdi.
“Bilimsel olarak geçerli” 124 öpücük kaydetti.
İlk Öpücükler
Bryant yavaş yavaş öpüşmenin kökeni ve yayılması hakkında
tutarlı bir öykü ortaya çıkaran araştırmasının parçalarını birleştirmeye
başladı ve yıllar süren araştırma sonrasında bulduğuna göre, öpüşme evrensel
kültürel bir hadise değil.
“Öpüşme Asya’nın – Daha çok Güney Asya – yakın bölgeleri ve
1500’lerdeki Avrupa’nın fethine dek sınırlı kalmıştı.” Diyor Bryant ve devam
ediyor: “Yeni Dünya’daki kimse öpüşmüyordu, Okyanusya’da kimse öpüşmüyordu,
Eskimolar öpüşmüyorlardı, Sahra-Altı Afrikada insanlar öpüşmüyorlardı.”
Öpüşmenin Hindistan’dan yayıldığına dair daha büyük kanıt,
kelimenin kendidir. Bryant’ın dediğine göre, ingilizce “öpmek” (kiss) kelimesinin
Hindistan kökenli olduğuna dair dil bilimsel kanıtlar mevcut.
(The Wall Street Journal: A Short History Of Kissing, Atısh Patel)
Bryant’ın dediğine göre, antik Hindistan’da “busa” veya “bosa”
öpmeye atıf yapmaktadır ve bu erken dönem kelimelerden Latince “basium”
terimine ve Eski İngilizce “ba” ve “buss” kelimeleri türemiştir.
(Texas A&M Unv. College Of Liberal Arts Monika Blackwell)
[Öpücük, Öpme : Buse: Fa būs öpme, öpüş / Fa būse öpücük = Fa būsidan öpmek]
UtkuCem - Kasım 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder