Dişliler gibi işleyip durur. Yanar dönerdir, kimi
parıldar kimi söner. Uysallaştırmaya çalışan pişman olur, haykırışları biçare.
Şevksiz hayatı, önce bulantılara daldırır sonra kıyıda
ayıltır. Aşufte, kaide tanımaz. Yakaladım diye düşününce, uçup gidiverir.
Gözler durursun, nihayet hülyasında baygın düşürür. Sızarken sıradanlığa, girer
koynuna, çepe çevre sarıverir.
Gelir ve de gider. Geniş hiçliğin ortasında varlığına
tutunduğunda, esir alır. Dua yahut şart tanımaz, ne tatlı söz ne hışım.
Çingene, hızıyla sürükler dansa Güneşi. Döne döne kızarır
bir gül, kat kat açılır. Akşamında külünü bırakır, sabahında bülbülü.
Durur yekpare boşlukta ahenkli sazlar, sessizlikte bile
işitilir. Değirmen olur kalp üzerinde, tüm maviyi öğütür.
Uzaklaşınca, durdurup bezmindeki semaya çeker. Yıldızlar ve
dans her sineye iniltiyle dolar.
“..
Bir anda üç kadeh ve üç yeni şarkı
Belleğimde tüylü tüylü geyikli gece duruyor…”
Elden ele kadehtir döner, bırakır hatıra esrikliği.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder