4.9.10

Mavi Ayakkabılar

En aydın zamanda sekerek geçti, hasret asasıyla yarılmış sudan. Zihni bulutlara ermiş esrik melodiydi, süzüldü kıvrım kıvrım yarın gibi toprağa.

Beyazlar içindeydi çocuk, mavi ayakkabısıyla. Aydınlık nazlı bir tüldü, tanrıyla arasında.

Putlar toplaşıp üflerken kara bulutları, yeni uzaklar bıraktılar tanrıyla arasına çocuğun. Bin şimşekle vurdu bir kelime kızıl gülden.
Rüzgarda biçilen çimlerin kokusu duyuldu, kanı mavi ayakkabılarına süzülürken.

Cebindeydi daha süt dişleri, herkesten acemi öldü. Belki de yüreği tanrı için fazla küçüktü.

Putlar keyifle gülüştü, martı kanatlarında. Cansız bedeni sokak sokak sürüklenirken mavi ayakkabılarında.

Güneş eritirken son demleri her an, vefa camisinin gölgesine sığındı bedeni. Suskun ve içli içli ayrılık dökülüyordu minarelerden.

Sarhoş tabloların dillerinde gözler yitti, köpük köpük güller açan vapurların sirenlerinde sesler.

Mavi ayakkabılar dün oldu. Çocuk tüm varlığıyla toprak.
 Video: Bülent Ortaçgil - Yolculuk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder